Yatır-kaldır, yatır-kaldır, nereye kadar?!

4 Mar

Uykum var, uyumak ve kendi kendime uyanmak istiyorum demiştim.

Benim kesintisiz uyumam için Ece’nin de kesintisiz uyuması lazım, onun kesintisiz uyuması için kendi kendine uyumayı öğrenmesi lazım demiştim. Atmıştım tumuştum, bu sefer kararlıyım da, bakalım kim kazanacak da… Neler neler…

Ne oldu?

Kazanan Ece oldu…

İtiraf ediyorum; özellikle yazdım bloga yatır-kaldır’ı deneyeceğimi ki, hani belki motivasyonun daha yüksek olur diye. Beceremedim, demeye utanırım, çekinirim de daha çok uğraşırım belki diye. Ama hiiç de öyle olmadı, gönül rahatlığıyla söylüyorum, BECEREMEDİM. Birazdan bahanelerim gelecek o ayrı.

Ve yine itiraf ediyorum, bu sürece Koray’ı hiç dahil etmedim. Bunun nedeni sadece ve sadece, eğer caymak istersem bir de onu ikna etmekle uğraşmak istemememdi. Bunu ona hiç çaktırmadım tabi.

Herşey gayet güzel başladı. Cuma akşamı kesin kararlıydım, Ece o gün kendi kendine uyuyacaktı. Ece’yle biraz fazladan oynadık, uykusu iyice gelsin diye. Sonra klasik uyku rutini, şimdi detayına girmeyeceğim, daha önce burada bahsetmiştim. Saat tam 20:55’ti yatağına yatırdım. Baktım gıkı çıkmıyor. Hayırdır inşallah, dedim. Kendi kendine bir o tarafa dönüyor, bir bu tarafa dönüyor, emziğini çıkarıyor, yine atıyor ağzına. Sonra başladı söylenmeye, ded-de aşağı ded-de yukarı. Başladı tepinmeye, bacaklarını seri halde yataga vurmaya. Ama ağlama yok hala. Veee sıra geldi yatır-kaldır’a. Çünkü ağlıyor, iyiden iyiye uykusu da geldi, çıkardığı seslerden belli. Tabi kaldırdım, sakinleşince yatırdım, poposuna iki pıtpıt, bir yandan pışpış, çığlığı basınca yine kaldırdım, sakinleşince yine yatırdım. Yatır-kaldır, yatır-kaldır, uyuyuverdi, inanamadım. Bu yatırıp kaldırma safhası yaklaşık 20 dk, bütün uyuma işi de tam tamına 55 dk sürdü ama bence süperdi. Ben 3-4 saati gözden çıkarmıştım.

Dedim, bu iş ne kolaymış. Şimdiye kadar niye denememişim ben adam akıllı? Tamamdır artık  yaa, zor olanı atlattık.  Yaşasın Tracy Hogg!

Cumartesi oldu, biz kahvaltımızı ederken mama sandalyesinde yamuldu bizim kuzucuk. Babası odasına götürene kadar babasının kucağında uyudu kaldı. Öğleden sonra da dışarı çıkınca yok arabada, yok pusette şekerleme yaptı birkaç kere.

Cumartesi akşam yine uyku saati geldi. Bu sefer bendeniz kendinden emin anne, aldım Ece’yi kucağıma, yatırdım yatağına. Bir kıyamet, sanırsınız birileri Ece’ye eziyet ediyor. Aldım kucağıma, sakinleşti, yine yatırdım, yine bir kıyamet, bu sefer daha da gürültülüsünden. Aldım yine kucağıma, çocuk sakinleşmiyor, biliyor ki susarsa yine yatacak yatağa, yok susmuyor. Yoruluyor ağlamaktan, sesi kısılıyor hafif, eğiliyorum yatağa, daha sırtı yatağa değmeden yeni bir yaygara.

Olmadı, pes ettim.

Ve sırada bahanelerim:

  • Daha önce Ferber‘i denemiş biri olarak, kızımı tekrar ağlatmaya yüreğim dayanmadı. Kaldı ki ben zaten bu yöntemi ‘ağlatmadan uyumayı öğretme yöntemi ‘ diye seçmiştim, hiç de öyle değilmiş. Çocuk ağlıyor işte, susmuyor da üstelik. Yatır-kaldır, yatır-kaldır nereye kadar sürecek bu iş, belli değil.
  • Ececik inatçı keçinin teki! Ona istemediği birşeyi yaptırmak mümkün değil. Uyumlu bir bebek değil kesinlikle!
  • Ve en önemlisi; Ece’yi kendi kendine uyumaya alıştırmak için gece uyandığında da emzirmeden, tekrar uykuya dalmasını sağlamam gerekiyor. Fakat ben zaten gündüz çalışıyor olduğum için, akşam geldiğimde bu kuzucuk etrafıyla ilgilenmekten, gelen bütün seslere kulak kabartmaktan adam akıllı emmediği için ve üstelik biberonla süt içmeyi de sıklıkla reddettiği için, benim gece uyandığında bu çocuğu emzirmem gerekiyor. Çünkü en azından 1 yaşına kadar anne sütü almasını istiyorum.

 Sonuç olarak, bir süre daha, en azından Ece  emmeyi bırakana kadar onu kendi kendine uyutmaya çalışmayacağım artık! İçimden ne geliyorsa, canım nasıl istiyorsa öyle yapacağım.

Bir daha Koray, bu gece kızımızla uyuyalım mı?,  dediğinde ona, Hayır, cevabını vermeyeceğim. Çocuğun kendi yatağında kendi başına uyuması gerektiği ve aksi takdirde olabileceklerle ilgili vaazı ise hiç vermeyeceğim. Varsın, arada bizimle uyuyuversin kuzucuk. Var mı bundan daha keyifli birşey?

4 Yanıt to “Yatır-kaldır, yatır-kaldır, nereye kadar?!”

  1. Gözde Mart 7, 2011 1:00 pm #

    Hehe, kulübe hoş geldin Feyzacım :). Benim Ece’ye de hiçbir yöntem sökmüyor. Keçi inadı annesine benzemiş ne diyeyim. Ne uyku ne yemek ne oyun konusunda istemediği birşeyi yaptıramıyoruz kesinlikle, kıyameti koparıyor. Ben de gündüz çalıştığım için gece ayırmaya ağlatmaya kıyamıyorum. Bakalım nereye kadar gidecek uykusuzluk halleri. Hele bu aralar iyice bir triplerde, bütün uyutma sistemlerine isyanlarda :)… Ya sabır diyorum… 6 aylık Ece’nin annesi…

    • Feyza Mart 7, 2011 5:45 pm #

      Gözdecim ,

      Bir de dün geceyi görmeliydin, korkunçtu, çığlık çığlığa ağladı durdu. Meğerse ilk dişi çıkıyormuş kızımın :). Dişten işkillendik de damağına jel sürerken geldi elimize. Azı dişlerini düşünemiyorum bile 😦

      • Gözde Mart 8, 2011 10:55 am #

        Göreceğim ben de “dün gece”yi yakında :)… Hem hayırlı olsun dişler hem de geçmiş olsun. Dişler daha başlamadı bizde neyse ki. Aynen, düşünmek bile istemiyorum… Neydi? Geçecek geçecek geçecek, sabır sabır sabır 🙂

      • Feyza Mart 9, 2011 11:05 am #

        Teşekkürler 🙂

Yorum bırakın